Fuzuli Hamse Sahibi mi? Mizahın ve Edebiyatın Buluştuğu Yer
Bir sabah kahvenizi elinize alıyorsunuz, sosyal medyada gezinirken bir edebiyat sayfası karşınıza çıkıyor: “Fuzuli hamse sahibi midir?” Ekrana bakıp düşünüyorsunuz. “Bir dakika ya… Fuzuli kimdi, hamse neydi, ben niye hâlâ kahvemi karıştırmadan içiyorum?”
Evet, edebiyat bazen kafamızı karıştırabilir ama endişe etmeyin! Bugün hem güleceğiz hem öğreneceğiz. Klasik şiirin zarif ustası Fuzuli’yi, bir bilim insanı titizliğiyle değil, kahkaha eşliğinde ama bilgiyle donanmış bir bakışla tanıyacağız.
Önce Temel Soru: Hamse Nedir?
Hamse, Arapça kökenli bir kelimedir ve “beşli” anlamına gelir. Klasik edebiyatta bir şairin beş mesnevi yazması durumunda o şaire “hamse sahibi” denir. Yani bu bir nevi “edebiyat dünyasının beşlik kupasıdır.”
Murat adındaki stratejik düşünen tarih öğretmeni der ki:
— “Demek ki beş tane mesnevi yazınca kupa geliyor, ha?”
Eşi Elif ise empatik bir ses tonuyla ekler:
— “Ama Murat, mesele kupa değil; mesele duyguyu beş ayrı hikâyede yaşatabilmek.”
Ve işte tam burada mizah devreye girer: Klasik şairler duygularını sadece bir şiirde değil, beş farklı destanda kanıtlamak zorundaydılar. Adeta dönemin “multi-tasking” ustalarıydı!
Fuzuli Kimdir? Aşkın Bilim İnsanı
Asıl adı Mehmet bin Süleyman olan Fuzuli, 16. yüzyılda Azerbaycan’da yaşamış, Türk divan edebiyatının en büyük şairlerinden biridir. “Fuzuli” mahlasını, “boş, değersiz” anlamına gelen bir kelimeden seçmiştir. İronik değil mi? Adam edebiyatın zirvesine çıkıyor ama kendine “boş adam” diyor! Bu da bir özgüven değil, felsefi derinliktir.
Fuzuli sadece aşkı anlatmamış; ilimle aşkı, akılla duyguyu, stratejiyle sezgiyi birleştirmiştir. Eğer bugünün dünyasında yaşasaydı, muhtemelen laboratuvarda deney yaparken bir yandan da “Su Kasidesi”ni TikTok’ta seslendiriyor olurdu.
Gelelim Ana Soruya: Fuzuli Hamse Sahibi mi?
Cevap: Evet, Fuzuli hamse sahibidir!
Ama hemen sevinmeyin, çünkü bu cevap “klasik evetlerden” değil.
Fuzuli’nin beş mesnevisi vardır, dolayısıyla “hamse sahibi” unvanını hak eder. O beş mesnevi şunlardır:
1. Leylâ vü Mecnun – Aşkın kimyası. Modern psikolojide “takıntılı sevgi sendromu” diye geçerdi, ama Fuzuli onu bir sanat eserine dönüştürdü.
2. Beng ü Bâde – Şarap (bâde) ile esrar otu (beng) arasında geçen alegorik bir tartışmadır. Edebiyatın ilk “kim daha havalı?” kavgasıdır.
3. Sohbetü’l-Esrâr – Sırlar üzerine bir sohbet; tasavvufun felsefi derinliklerine dalar.
4. Hadikatü’s-Süedâ – Hz. Hüseyin ve Kerbela olayını anlatır; trajedi, duygu ve tarih iç içedir.
5. Enîsü’l-Kalb – Kalbin dostu… Evet, adından belli, terapi gibi bir eser.
İşte bu beş eser, Fuzuli’yi “hamse sahibi” yapan şaheserlerdir.
Fuzuli’nin Hamse Başarısını Mizahla Okumak
Murat (stratejik erkek) hemen hesaplamaya başlar:
— “Beş eser, ortalama 3000 beyit… Yani toplamda 15.000 beyit. Bu, bugünün akademik makalesiyle yarışır!”
Elif (ilişki odaklı kadın) ise hayranlıkla söyler:
— “Ama o beyitlerin her biri kalbe dokunuyor. Aşkı anlatırken bile ölçülü bir zarafet var.”
İkisi de haklı. Fuzuli bir strateji dehasıdır; eserlerini tematik bir dengeyle oluşturmuştur. Aynı zamanda duyguların empatik ustasıdır. Yani beynin sol lobu “planlama” yaparken, sağ lobu “aşkın melodisini” yazmıştır.
Hamse Yazmak: 16. Yüzyılın “Challenge”ı
Bugün sosyal medyada “30 günde 5 kitap oku” diye meydan okumalar yapılıyor. Fuzuli döneminde bu işin adı “Hamse yazmak”tı. Beş mesnevi yazmak; beş maratonu arka arkaya koşmak gibiydi.
Ve Fuzuli bu yarışı sadece tamamlamadı, bitiş çizgisine duygularla imzasını attı.
Yani evet, Fuzuli hamse sahibiydi; ama onu farklı kılan, bu beş eseri birer edebi formül hâline getirmesiydi. Her biri insan ruhunun farklı bileşenini anlatıyordu: akıl, aşk, inanç, sır ve kalp.
Biraz Bilim, Biraz Kahkaha
Nörobilim der ki: İnsan beyni bir şeyi öğrenirken hem mantık hem duygu kanalını aktif tutarsa, bilgi kalıcı olur. Fuzuli tam da bunu yapmış! “Beng ü Bâde”de nöronlar dans ederken, “Leylâ vü Mecnun”da kalp atışları hızlanıyor.
Yani onun eserleri sadece okunmaz; beyinde kimyasal bir etki bırakır. Eğer edebiyat dopamin salgılatsaydı, Fuzuli reçetesiz mutluluk olurdu.
Okuyucuya Soru: Sizin “Hamse”niz Ne?
Peki siz olsaydınız, beş mesnevinizi hangi temalarda yazardınız?
Aşk? Mizah? Bilim? Kahve üzerine felsefe?
Yorumlara yazın; çünkü belki de hepimizin içinde küçük bir “Fuzuli” vardır. Bazen fazla duygusal, bazen fazla stratejik… Ama her zaman içten.
Sonuç: Fuzuli, Hamseyle Gülümseten Bir Dâhi
Fuzuli, sadece hamse sahibi bir şair değil; kalbini bilimin ve mizahın terazisinde dengeleyen bir ustadır. Onun eserleri, hem aşkın hem aklın ürünüdür.
Ve belki de en güzeli şu:
O, bize hâlâ “Aşk bir formül değildir ama iyi bir stratejiyle kalıcı olur” dedirtiyor.
Yani evet… Fuzuli hamse sahibidir — hem de kalbimizin en zarif beşlisiyle.